Ülkemizde 2013 yılında yasalaşmasından bu yana giderek artan şekilde ve etkin biçimde kullanılmaya başlanan hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yöntemi arabuluculuk ile ilgili uluslararası alanda da önemli adımlar atılmıştır.

Birleşmiş Milletler Ticaret Hukuku Komisyonu’nun hazırladığı “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Uluslararası Sulh Anlaşmaları Birleşmiş Milletler Konvansiyonu” (Singapur Sözleşmesi) nun 7.8.2019’da imzaya açılmasıyla Türkiye,  ABD, Güney Kore, Hindistan, Çin ve İran gibi kendi bölgelerinde güç ve ekonomik ağırlık sahibi toplam 46 ülke tarafından imzalanmıştır.

Singapur Sözleşmesi, milletlerarası ticari nitelikli uyuşmazlıklara ilişkin olarak yürütülen arabuluculuk sonucu yapılan sulh anlaşmalarını düzenlemektedir.

Yani kapsamı sadece sınırlar arası “Ticari” bir uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemiyle çözülmesi sonucunda ortaya çıkan sulh anlaşmasının icra edilebilirliğidir. Bu bağlamda uluslararası arabuluculuğun teşvikiyle global uzlaşı kültürünün geliştirilmesi de amaçlanmaktadır.

Singapur Sözleşmesi dünya ölçeğinde, kişisel ve barışçıl nitelikte alternatif uyuşmazlık çözüm kültürü için bir dönüm noktasıdır. Tahkimde var olan uluslararası icra ve infaz kabiliyetinin, arabuluculukta olmaması bu yöntemin tercihi noktasında önemli bir eksiklik ve sürecin karşısında büyük bir engel iken, bu engel Singapur Sözleşmesi ile giderilmiştir.

Uluslararası ticaret yapan iş insanları ve şirketlerin kendilerini hukuken güvende hissetmesine katkı sağlayacak olan sözleşme ile ticaret aktörlerinin kendi sorunlarını çözme becerilerinin artırılması da amaçlanmaktadır.

Uygulama açısından örneklemek gerekirse; Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirketin, İran’da yer alan bir şirket ile yaptığı Ticari bir işten doğan alacakları konusunda uyuşmazlık yaşaması halinde, tarafların “belirli bir paranın ödenmesi” hususunda imzalayacakları arabuluculuk anlaşması, İran’da yargı sürecine dahil olmadan alacağın tahsilini mümkün kılacaktır.

Sözleşme toplam onaltı (16) maddeden oluşmaktadır. Bu onaltı maddeden uygulama açısından önemli olan birkaç tanesine kısaca değinmek gerekirse;

Sözleşmenin birinci (1.) maddesiyle Sözleşmenin uygulama kapsamı açıklanmakta, tanımlar yapılmakta ve genel ilkeler belirlenmektedir. Devamında sözleşmenin hangi hallerde uygulanamayacağı düzenlenmektedir.

Birinci maddeye göre, Konvansiyon ticari uyuşmazlıklar için başvurulan arabuluculuk süreci sonunda yapılan yazılı anlaşmaları kapsamaktadır.

Aynı maddenin devamında kapsam dışı konular düzenlenmektedir. Buna göre; Taraflardan birinin (bir tüketicinin) kişisel, ailevi veya evsel kullanım ile ilgili amaçlarla yaptığı işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları gidermek için yapılan uzlaşma anlaşmaları ile aile, miras veya iş hukuku ile ilgili uzlaşma anlaşmaları kapsam dışıdır.

Sözleşmenin (4.) dördüncü maddesiyle arabuluculuk anlaşmalarından sözleşme çerçevesinde yararlanmak için gereken şartlar düzenlenmiştir. Buna göre

  1. Sözleşme uyarınca bir uzlaşma anlaşmasından yararlanan taraf, çarenin arandığı diğer sözleşme tarafının yetkili makamına;

(a) Taraflarca imzalanan uzlaşma anlaşmasını;

(b) Uzlaşma anlaşmasının arabuluculuk yoluyla yapıldığına dair kanıtı, örneğin:

(i) Arabulucunun uzlaşma anlaşması üzerindeki imzasını;

(ii) Arabulucu tarafından arabuluculuk yapıldığına dair imzalanmış belgeyi;

(iii) Arabuluculuk ifa eden kurumun tasdiknamesini; ya da

(iv) (i), (ii) veya (iii) Maddelerde sıralananların mevcut olmaması halinde, yetkili makamın kabul edeceği diğer delilleri sağlar.

  1. Aşağıda kaydedilen durumların vuku bulması halinde, uzlaşma anlaşmasını imza şartının taraflarca, ya da uygulanabilir hallerde, arabulucu tarafından elektronik haberleşme yoluyla yerine getirilmiş olduğu kabul edilir;

(a) Tarafları ya da arabulucuyu tespit etmek ve elektronik haberleşmenin kapsadığı bilgi hususunda tarafların ya da arabulucunun niyetini belirtmek için bir yöntem kullanılması; ve

(b) Kullanılan yöntemin:

(i) Ya, ilgili anlaşma da dâhil olmak üzere tüm koşullar göz önüne alındığında, elektronik haberleşmenin meydana gelme veya yapılma amacının uygun olduğu kadar güvenilir olması; ya da,

(ii) Kendi başına ya da diğer delillerle birlikte, (a) bendinde tanımlanan görevleri yerine getirdiğinin kanıtlanması.

  1. Uzlaşma anlaşmasının talepte bulunan Sözleşme Tarafının resmi dilinde olmaması halinde, yetkili makam söz konusu dile tercüme edilmesini talep edebilir.
  2. Yetkili makam, Sözleşme gereklerine uyulduğunu teyit etmek için gerekli herhangi bir belgeyi talep edebilir.
  3. Yetkili makam yardım talebini değerlendirirken ivedilikle hareket eder.

 

Sözleşmenin beşinci (5.) maddesiyle İcra edilebilirlik talebinin reddedilmesi için öngörülen durumları belirlenmektedir. Tarafın icra edilebilirlik talebi halinde yetkili başvuru mercii şu hallerde arabuluculuk anlaşmasının icra edilebilirliği talebini reddeder. Bunlar;

  • Arabuluculuk anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetinin bulunmaması,
  • Arabuluculuk anlaşmasının hükümsüz, geçersiz veya uygulanmaya elverişsiz olması,
  • Anlaşmanın bağlayıcı ve kesin olmaması,
  • Anlaşmanın daha sonradan değiştirilmesi,
  • Arabuluculuk anlaşmasında öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması,
  • Arabuluculuk anlaşmasının icraya konulmasının, arabuluculuk anlaşmasının şartlarına aykırı olması,
  • Arabulucu tarafından, arabuluculuğa ya da arabulucuya ilişkin uygulanan kurallarda ciddi bir ihlalin olması,
  • Arabulucunun tarafsızlığına ve bağımsızlığına ilişkin haklı şüphe uyandıran koşulları bildirmede, arabulucunun ihlali ve bu açıklamama nedeniyle anlaşma yapmamasına sebep olabilecek önemli ve haksız bir etkinin ortaya çıkmış olması,

AYRICA tarafların bir talebi olmaksızın ilgili merciin resen inceleyebileceği ve buna dayanarak icra talebini reddedebileceği iki neden daha bulunmaktadır;

  • İcra talebinin kabul edilmesinin, ilgili devletin kamu düzenine aykırı olması halinde veya
  • Arabuluculuğa konu uyuşmazlığın icra talep edilen devletin hukukuna göre arabuluculuk yoluyla çözülmeye elverişli olmamasıdır.

Singapur Konvansiyonu ile çok önemli bir boşluk doldurulmuştur. Birleşmiş Milletlerin Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonunu kuran 17 Aralık 1966 tarihli ve 2205 (XXI) sayılı kararını temel alan ve Milletlerarası arabuluculuk anlaşmalarının icrasına ilişkin standartları belirleyecek bir sözleşmenin farklı hukuki sistemlere sahip Devletlerce imzalanması, uluslararası arabuluculuk açısından ihtiyaç duyulan hukuki çerçeveyi tamamlayacak ve uluslararası ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.

Komisyonun eş zamanlı olarak milletlerarası arabuluculuk uzlaşma anlaşmalarının icrasına İlişkin bir sözleşme hazırlaması ve Uluslararası Ticari Uzlaşma Model Kanununun tadiline ilişkin kararıyla, farklı yargı mercilerinin farklı arabuluculuk deneyimlerine uyum sağlaması ve Devletlere uluslararası arabuluculuk anlaşmalarının icrasına ilişkin sınır aşırı uygulamalar açısından standart getirilmesi amaçlanmıştır.

 

Ülkemizce 7.8.2019 tarihinde imza konulan Singapur Sözleşmesi Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun adıyla  TBMM meclisine sunulmuştur.  7282 no’lu ve 25/02/2021 tarihli kanun 11 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de 31420 sayıyla yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Kanunun kabul edilmesiyle yürürlüğe giren Singapur Konvansiyonu ile ülkemizde Uluslararası Arabuluculuk uygulamaları yönünden çok önemli bir kapı açılmıştır.